Bilişsel Davranışçı Terapi ve Depresyon
- pskmertaksoy
- 9 Mar
- 3 dakikada okunur
Gittikçe artan vaka sayıları ile depresyon, günümüzde en çok karşılaşılan psikolojik rahatsızlıkların başında gelmektedir. Türk Psikiyatri Derneği verilerine göre depresyonun ülkemizde görülme sıklığı yılda 4% olarak saptanmıştır. Bu yaygınlıkla birlikte gerekli müdahalelerde bulunulmadığında depresyon kişinin hayatında ciddi seviyede işlev bozukluklarına yol açabilir. Bu sıkıntılar neticesinde birey eğitim, iş, özel ve sosyal hayatında verimini, başarısını ve etkililiğini önemli seviyede kaybedebilir. Depresyonlu bireyler durumlarını umutsuz ve kaçınılmaz olarak değerlendirseler de depresyon tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Bu tedavilerden birisi ilaç kullanımıdır.
İlaç tedavisi depresyonda önemli bir yere sahiptir
Özellikle yapılan gözlem ve ölçümler sonrasında bireyin depresyon seviyesinin orta ve üst düzeyde olduğunun anlaşılması üzerine psikoterapi ile ilaç tedavisi birlikte sürdürülebilir. Bu iki tedavi yöntemi birleştirildiğinde en etkin tedavi sonuçlarına ulaşılabilmektedir. Hekiminizin uygun göreceği antidepresanların düzenli ve denetim altında kullanılması bu noktada mühimdir. İlaç tedavisi etkili bir çözüm olmakla birlikte bir psikoterapiden faydalanmak uzun süreli kalıcı bir tedavi için önemli bir uygulamadır. Bu tedavilerin arasında etkinliği bilimsel temellere oturan ve ruh sağlığı alanında etkililiğini kanıtlamış uygulamalardan birisi Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüdür.
Bilişsel Davranışçı Terapi ve Depresyon
Bilişsel Davranışçı Terapi’nin (BDT) temelinde düşüncelerimizin, duygu ve davranışlarımızla nasıl bir çift yönlü etkileşim içinde olduğunu, bu etkileşimin biliş ve davranışımızdaki etkililiğini vurgulayan bir yapıya dayanmaktadır. BDT’nin depresyon tedavisindeki yapılandırılmış seansları, depresyonun hem bilişsel hem de davranışsal semptomlarını başarılı bir şekilde tedavi edebildiği birçok araştırmada gözlemlenmiştir. Bu noktada bilimsel ve kanıta dayalı bir tedavi yöntemi olması BDT’yi birçok psikolojik rahatsızlıkla birlikte depresyonun tedavisinde de önemli bir konuma koymaktadır. BDT’de depresyonlu bireylerde 2 temel amaç dahilinde müdahale edilmektedir. Bunlardan biri depresyonun sebep olduğu davranışsal etkenleri düzeltip bireyin eylem ve ödül mekanizmasını yeniden canlandırmaktır. Depresyonlu bireyler pasif yaşamlarında oldukça az ödüllendirici davranış gerçekleştirirler. Bu durum beyinlerinin yeterince ödül alamaması ve gerekli hormonları salgılayamamasına sebep olur ki bu durum eylemsizliklerini güçlendirmekte ve bu eylemsizlik de ödül yetersizliğini desteklemektedir. Bu kısır döngü zamanla bireyi keyif alamadığı bir rutinin içine hapseder. Bu döngüde birey aktiviteler için motivasyon bulamaz veya bu eylemleri gerçekleştirmeyi canı istemez. Gerekli davranışsal aktivasyonlar ile bireyin beyindeki ödül mekanizması tekrardan harekete geçirilir ki bunun için önce eylemin gelmesi gerekmektedir. Birey bu sayede farklı eylemlerden tekrardan kendini keyif alabilir hale gelebilir. Bu duygusal ve fiziksel küntlüğün aşılması için davranışsal müdahaleler mühimdir.
Bir diğer hedef ise bireyin zihnini meşgul eden düşüncelerle birlikte bunların altında yatan inançlardır. Bireyin kendisiyle ilgili değersizlik, önemsenmeme, umutsuzluk düşünceleri gibi kendisi, çevresi ve geleceği için koyduğu işlevsiz kurallar, beklentiler ve değerlendirmeler de davranışlar kadar öneme sahiptir. Bireyin depresif ruh halini destekleyen olumsuz düşünceleri ile işlevsiz değerlendirmeleri daha gerçekçi olanlarla değiştirilmeye çalışılır. Bu noktada birey; kendisi, çevresi ve geleceğiyle ilgili daha gerçekçi ve faydalı yorumlar, değerlendirmeler yapabilmesi yani kendi kendinin psikoloğu olabilmesi için yönlendirilir.
Bu iki müdahale süresince bireyin de aktif bir katılım sergilemesi süreç için önemlidir. Verilecek olan görevleri yerine getirmesi, kendi düşünce takibini tutup öğrendiği yöntemler ile gerekli değerlendirmeleri yapabilmesi terapinin olumlu gidişatının yapı taşlarıdır.
Harekete geçmek en kıymetli ilk adımınız olacaktır
Depresyonun BDT temelli tedavisi yapılan öncü çalışmalarca geçerliliği kanıtlanmış olmasının yanı sıra bireylerin terapi sonrası hayatlarında da etkinliğini koruması açısından başarılı bir programdır. Bu program kapsamında bireyin; kısa ve uzun vadeli amaçlarına ulaşıp hem davranışsal açıdan hem de düşünceleri ve inançları ile ilgili en işlevsel ve sağlıklı düzeye gelebilmesi hedeflenmektedir. Bu hedefin gerçekleşmesi kapsamında bireyin sadece bir gözlemci olarak değil zamanla daha aktif bir rol aldığı yapılandırılmış bir müdahale gerçekleştirilir. Bu noktada kendinizde veya çevrenizde depresif belirtiler saptamanız halinde uzman bir psikoloğa başvurmak veya yönlendirmek, umutsuz ve içinden çıkılmaz görülen bu kısır döngünün içinden çıkabilmek için atacağınız en kıymetli adım olacaktır.
Yorumlar